CHP’li Ahmet Özer neden gözaltına alındı?

BEĞENDİM

ABONE OL

News

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınması MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başlattığı yeni süreçle son devirde çalkalanan Ankara siyasetinde istikrarları tekrar sarstı. Muhalefete nazaran iktidar bu atılım ile birkaç farklı gayeye ulaşmaya ve kendisine yönelik yansıları CHP’ye yansıtmaya çalışıyor.

Son lokal seçimde Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Özer sabah erken saatlerde “PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında” gözaltına alındı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı açıklamada Özer’le ilgili kanıtların yaklaşık 10 yıllık süreçte toplandığını belirtti. Kelam konusu vakit dilimi içinde 2013-2015 yılları ortasında AKP iktidarı ile İmralı ve Kandil ortasında tahlil süreci sürdürülmüştü.

Gözaltının yeni başlayan süreçle ilgisi ne?

Kent uzlaşısı ile seçilen Kürt kökenli Ahmet Özer’in gözaltına alınması Bahçeli’nin PKK’nın İmralı’daki lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı TBMM’de konuşma daveti ile başlatılan ve TUSAŞ’a yapılan terör saldırısının da ivmesiyle birtakım kısımlarda reaksiyon çeken süreçle ilgili olarak da yorumlanıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 22 Ekim’deki davete ait birinci bir hafta net bir reaksiyon vermeyerek beklemiş, en son 29 Ekim’de “Cumhur İttifakı ortağımızın öncülüğünde son periyotta ortaya konan yaklaşımların, bu geniş art plan ışığında önyargısız olarak değerlendirilmesinin daha yararlı olacağı kanaatindeyiz. Bu yaklaşım, kadim devlet aklının, milletimizin binlerce yıllık deneyiminden süzülüp gelen irfanının gereğidir” demişti.

Erdoğan, AKP’nin bugünkü küme toplantısında ise bu mevzuda daha net sözler kullanarak Bahçeli’ye açıkça dayanak çıktı. PKK için “Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki bölücü terör örgütü” diyen Erdoğan, örgüte hiçbir davetlerinin olmadığını da söyledi. Erdoğan, örgütün Kandil’deki yöneticileri için de “kandan beslenen terör baronları” sözlerini kullandı.

Özer’in belediye başkanlığını yaptığı Esenyurt için “Terör örgütü mensupları Esenyurt’u kasıp kavuruyor” çıkışı yapan Erdoğan, sabahki operasyona yönelik halini da ortaya koydu.

DW Türkçe’nin konuştuğu farklı muhalefet partilerinin temsilcilerine göre iktidar partisi bir taraftan yeni anayasa ve Erdoğan’ın iki devir kuralını değiştirmek için DEM Parti ile seçmenlerinin oylarına muhtaçlık duyar ve bu nedenle yeni bir süreç başlatmak isterken öbür yandan milliyetçi oyları diğer partilere kaçırmak istemiyor.

TUSAŞ saldırısının milliyetçi tabanda reaksiyon çektiğinihatırlatan siyasetçiler, bu sabahki operasyon ile Erdoğan’ın küme toplantısında verdiği “terörle gayrete devam” bildirisinin örtüştüğüne işaret ediyor.

CHP gözaltını nasıl görüyor?

Özer’in gözaltına alınmasına CHP’den birinci yansılar birinci olarak İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Genel Lideri Özgür Özel’den geldi.

İmamoğlu, X hesabından yaptığı paylaşımda süreci titizlikle takip ettiklerini belirterek “Devlette vazife yapmış, üniversitelerde dekanlıktan rektör yardımcılığına kadar üst seviye çalışmalarda bulunmuş Sayın Özer, kıymetli bir bilim insanı ve mahallî yöneticidir. Türkiye, siyasilere, bilim beşerlerine karşı sabah konut baskınlarının yapıldığı bir ülke olmaktan çıkmalı” dedi.

Özel ise gözaltına alınan Özer’in yıllarca kamuda ve akademide üst seviye vazifelerde bulunduğu ve daha altı ay evvel aday olurken ilgili makamlardan pak kağıdı aldığına dikkat çekerek “Bu yaşananlar son birkaç haftada yaşananlardan bağımsız değildir. Nahoş oyunu, büyük kumpası görüyoruz. Ne kesimi oluruz ne size teslim oluruz” dedi.

CHP’li üst seviye bir yetkiliye nazaran Özer’in gözaltına alınması öncelikle İmamoğlu’nu hedefliyor olması açısından değerli. Bu yetkiliye nazaran İmamoğlu’nun artık cumhurbaşkanlığı için önemli bir aday olarak ortaya çıkmasından rahatsız olan Erdoğan bu operasyonla adayını kendisi belirlemek istiyor ve İBB Başkanı için “teröre yakın” algısı oluşturmaya çalışıyor.

İktidar partisinin bir başka amacının “Kürt seçmenlerle CHP’nin ortasını açmak olarak” gösteren birebir yetkili, “İktidar CHP’nin Kürtlerle kurduğu bağdan mutlaka rahatsız. CHP zira tercih olarak AKP’nin yerine geçmiş durumda. Kendi yaptırdıkları kamuoyu yoklamaları da bunu gösteriyor. Bu süreçte CHP’yi bir yere sıkıştırıp, kendisi yine Kürtlerle bir bağlantı biçimine geçmek istiyor” diyor.

Asıl amaç İmamoğlu mu?

Son gelişme ile asıl amacın bir sonraki genel seçimde cumhurbaşkanı adayı olmak isteyen ve CHP’nin en güçlü adaylarından birisi olarak görülen İmamoğlu olduğu yorumları da yapılıyor.

İmamoğlu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında yaptığı konuşmada evvelkilerden güçlü bir tonda konuşarak iktidara sert tenkitler getirmiş ve “Artık onların periyodu bitti. Gereğince ziyan verdiler. Onun için diyoruz ki, artık bu iş, yeni kuşağın işi” demişti.

Bu ortada Erdoğan’ın küme konuşmasında Özgür Özel’e yeni başlayan süreç için teşekkür etmesi de dikkat çekti.

İmamoğlu’na yakınlığı ile bilinen Özer’in gözaltına alınmasının akabinde yargı sürecinin nasıl devam edeceği ve İstanbul’un en büyük ilçesi olan Esenyurt’a kayyum atanıp atanmayacağı şimdilik bilinmeyen. Fakat bu gelişmenin İmamoğlu hakkındaki ahmak davası ile ilgili bugün yapılan müracaata denk getirilmesi de CHP’de ve İmamoğlu etrafında manidar bulunuyor.

Gözaltını pahalandıran İmamoğlu, “Bir hafta evvel İmralı açılımı yapan akıl bunu yapıyor. Milletin emanet etiği koltuğa müdahale etmelerinden bıktık” dedi.

CHP Küme Lider Vekili Gökhan Günaydın ise ahmak davasının yargıcının değişmesiyle ilgili Yargıçlar Savcılar Konseyi’ne inceleme talebiyle yaptığı müracaat sırasında son gelişmeyi şöyle kıymetlendirdi:

“Olan bitenin yeni süreçle temaslı olduğunun farkındayız. CHP’yi öbür bir yerde göstermeye çalışanların hedeflerini biliyoruz. Abdullah Öcalan’ı Meclis’te konuşmaya davet edenlerin, Öcalan’ın konuşmasında ismi geçti diye bir belediye liderine gözaltı yapmalarını dikkatle izliyoruz.”

İstanbul Başsavcılığı, Özer’in Abdullah Öcalan tarafından demokratik özerklik projesinde görevlendirildiğini ve bununla ilgili dokümanların Kandil’e de ulaştırıldığını tez ediyor.

Başsavcılık açıklamasında Öcalan ile İmralı adasında tahlil süreci sırasında yapılan görüşmede Özer’in demokratik özerklik projesinde görevlendirilmesinin uygun görülmesine dair evraka rastlandığı kaydedilmişti.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise yargıya güvenilmesi gerektiğini belirterek “Dışarda yapılan değerlendirmeler, bilgi olmadan yapılan değerlendirmelerdir. Bu bir soruşturma, neticeyi beklemek lazım. Sonuca nazaran yargı en kesin kararı verecek” açıklaması yaptı.

DEM Parti’nin değerlendirmesi ne?

Son başlayan sürece olumlu yaklaşan DEM Parti de son gözaltı sürecini yakın takibe almış durumda.

Kayyum uygulamaları nedeniyle geçmişte pek çok belediye başkanı tutuklanan ya da görevden uzaklaştırılan DEM Parti, ilkesel olarak bu gözaltı sürecine karşı çıkıyor. DEM Parti durumu protesto etmek için halkı ve demokratik kamuoyunu dayanışmaya çağırdı.

DEM Partili yetkililer doğu ve güneydoğudaki kayyum uygulamalarına ve son olarak Van’da Abdullah Zeydan ile ilgili teşebbüse nasıl karşı çıkıldı ise bu gözaltına da karşı olduklarını belirtiyor.

DEM Parti Eş Lideri Tuncer Bakırhan ise bugünkü küme toplantısında “Halkın iradesiyle seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer bugün gözaltına alındı. Özer, kent uzlaşısıyla seçilmişti. Özer demokratik toplumcu bir belediyeciliği hayata geçirdiği için rahatsız olmuşlar. Bunu tekraren gördük, kâfi artık. Bu oyunları bırakın, bu yanlıştan dönün, halkın iradesine hürmet gösterin, Ahmet Özer’i de derhal özgür bırakın” daveti yaptı.

Bakırhan yeni süreçle ilgili Erdoğan’a da cevap vererek “Tarihi bir imtihanla yüz yüzesiniz. Bugün söylediğiniz sözleri kıymetli buluyoruz. Adım atma sorumluluğu Cumhurbaşkanı olarak sizdedir. Sizden evvelki cumhurbaşkanlarından farklı bir sayfada yer alın” diye konuştu.

DW Türkçe’ye konuşan DEM Partililer şu anda somut olarak Öcalan’ın aile görüşmesi ile Ömer Öcalan ile görüşmesi dışında bir adım olmadığını, tecridinin sürdüğünü belirterek şayet yeni bir süreç başlayacaksa Ahmet Özer’in gözaltına alınmasını çelişkili bulduklarını tabir ediyor.

Bu ortada Erdoğan küme toplantısının akabinde bir gazetecinin Öcalan’la ilgili ‘umut hakkı’ sorusuna ise yanıt vermedi. Bahçeli’nin “Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun’ açıklamasının hatırlatılmasına karşılık da Erdoğan reaksiyonsuz kaldı.

DW Türkçe’ye manisiz nasıl ulaşabilirim?